Sosyal Patlıcan
Çok da Yasal Olmayan Uyarı!!! Bu sitede yazanların doğruluk payı bilimsel tespitlere dayandırlmamıştır. Sadece bir kızın klavyesinden kadınların dünyasına bir giriş yapmış olacaksınız. Sizi diğerlerinden ayıran da kadınlara onların açısından bakabilmeniz olacak. Özel sorularınız için : thezsena@gmail.com
30 Ağustos 2014
SEN
Uzun bir aranın ardından tekrar kocaman bir Merhaba millet!
Bu hafta değinmek istediğim konu pek çoğunuzun yakındığı "Sosyal biriyim, iyi bir çevrem var ama kız arkadaş edinemiyorum!".
Öncelikle yapman gereken "sen"i tanımlamak. Sen kimsin? Sesin mi güzel, çok mu iyi gitar çalıyosun, babanın oto galerisi mi var? Belki... Ama sen şu esprileriyle herkesi kırıp geçiren çocuk değilsin, ya da Audi'si olan sarışın da değilsin, PES'de en yakın arkadaşını defalarca yenmen seni sen yapmıyor. Dışardan bakan birinin farkedemediği seni bütün diğerlerinden ayıran, seni 'SEN' yapan ne var ? Öncelikle bunu bulmalısın. Dışardan anlaşılmayan, en yakın arkadaşının bile bilmediği özelliklerini ortaya çıkar! İyi ya da kötü, önemli olan bu değil. Çünkü bir ilişkiye başladığında er ya da geç karşındaki kişinin göreceği 'sen'i tanıman lazım. Böylelikle hem hedeflerini daha iyi belirlersin hem de karşındaki kişinin sana uygun olup olmadığını anlarsın.
Çünkü sen asla Facebook duvarında '.... ile bir ilişkisi var.' yazısından sonra dışarıdan görünen sen olmayacaksın!
Sağlıklı bir ilişki temellendirmek için kendini tanıyan, kendinle barışık ve en başta kendini seven bir insan olmalısın.
Belki bir Audi'n yok, babandan aldığın harçlık haftasonuna dayanmıyor, belki de yaşıtlarına göre hayatta bir şey başaramamış olduğun düşüncesinin verdiği pişmanlık var üzerinde.
Tüm bunları göz önünde bulundurursak hayatında bir kaç değişiklik yapma vakti gelmedi mi sence de?
Bu değişiklikleri yaptıktan sonra sahilde 13 kişi arasında gitar çalan çocuktan hiç bir farkın kalmayacak.
Herşeyden önce kendini severek başlamalısın, sen kendini sevmezken karşı cinsin seni sevmesini beklemek aptallık olurdu değil mi ?
Peki sana sen'i sevdirmeyen ne ? Dış görünüşün mü? Bir daha düşün bence
Maddi durumunu mu sıkıntı olarak görüyorsun? Bunun için bir şeyler
yapmak tamamen senin elinde farkındasın değil mi?
Diğer insanlar seni sevmiyor diye sen de mi kendini sevmiyorsun yoksa? Saçmalama...
Gücünün Farkına Var ve Ayağa Kalk!
İsteyip de yapamadığın şeyleri sırala ve bana bunlardan hangisini şu an uğraşmaya başlasan en geç 1 yıl içerisinde yapamayacağını söyle! Geçmişe dair manevi yaraların olabilir, hangimizin yok ki...Fakat kendi hayatında yapabileceklerinin önündeki en büyük engelin 'SEN' olmasına izin verme.
Klişeleşmek tarzım değil ama söylemeden geçemeyeceğim. Einstein'ın öğretmeni onun gerizekalı olduğunu söylemiş biliyorsun değil mi? Ludwig van Beethoven'ın sağır olduğu da bütün ilginç bilgiler sayfalarında yazar.. Sence de yapmak istediğin herşeyde biraz sabırsız davranmıyor musun? Hevesin çok çabuk kırılıyor olabilir. Peki ya Edison ampulu icat edeken BİNLERCE kez yanılmasının ardından pes etseydi ne olurdu? Bugün fizik kitaplarında belki de bambaşka bir isim yazardı ve bilgi yarışmalarında onun ismi sorulur Wikipedia'da onun biyografisi okunurdu.
Şimdi sakın 'Sena bana verdiğin örneklere bak Einstein kim.. Ben kim...!' deme! Çünkü eminin ki senin çevrende de bir Einstein olmasa da kendi hayatının iplerini eline almış ve bir şeyler başarmış imrendiğin bir insan vardır. Peki senin O ve onun gibi insanların yaptıklarını yapamaman için kendinden başka bir engelin var mı? Hiç sanmıyorum.
Çözümü de mi Ben Söyleyeyim ?
Az önce yapmak isteyip yapamadığın şeyleri sıralamanı istemiştim senden. Şimdi de bunları gerçekleştirmeye geldik. İstediğin şey ya da çözmek istediğin problem ne bilmiyorum. Burdan sonra planlama sende. Ama bana kalırsa öncelikle yapmak istediğin şeyleri en önemliden başlayarak sırala.(Kağıt kalem almazsan biz senle anlaşamayız ama...) Daha sonra en üstteki için önündeki engelleri sırala ve işe koyul. Çünkü yapmanı engelleyen şey aslında amacının ulaşılmaz olması değil önündeki engellerin senin deneme hevesini kaçırmış olması. O yüzden engellerinden kurtulmadan bir şey başaramazsın. Bahane yok, ertelemek yok, üşenmek yok!
Yarın Çok Geçten Daha Fazla
Vermek istediğim mesajı almışsan çoktan kafanda yarın için planlar kurmaya başlamışsındır bile... Ama üzgünüm başarısız olacaksın. Ya işten yorgun geleceksin ya bilgisayara dalıp tüm planlarını unutacaksın, belki de tüm gün yataktan çıkmayacaksın.
Şimdi ayağa kalk ve kendi hayatının kalemini eline alıp yazmaya başla!
14 Eylül 2013
Ask Mektubu Nasil Olmali?
Teknolojiye hapsolmus bir toplumda hala ask mektubu yazan insanlar ne kadar kaldi bilmiyorum ama yine de ara da bir de olsa nostalji iyidir :) Basilmis fotograflar, yazilmis ufak notlar ve duygusal mektuplar olmadan o filmlerde gördügünüz asklarin pek olacagini sanmiyorum. Çünkü mektup yazmak bir maile ya da WhatsApp konusmasina benzemez. Yazdiginiz her harf, kaleminizden dökülen hersey aslinda sizden bir parçadir. Bu konulari genelde makaraya alan ve çok da önemsemeyen bir insan olan ben, bu tavsiyeleri alacaginiz dogru kisi miyim onu bile bilmiyorum. Ama siz yine de kulak verseniz iyi edersiniz.
Öncelikle mektubu nasil yazacaginizdan önce yazmanin dogru olup olmayacagini düsünmelisiniz. Çünkü ters bir tepki almaniz muhtemeldir. Özellikle duygularin çok ama çok zayif yasandigi ve asklarin kisisel çikarlar üzerine kuruldugu bir çagda yazdiginiz mektubu haketmeyecek birine yazmis olabilirsiniz..
Bu yüzden size ilk tavsiyem ask mektubunu platonik olarak asik oldugunuz ya da hoslandiginiz birine degil, birlikte oldugunuz ve verdiginiz degeri hakeden birine yazmaniz olur. Platoniginize ilan-i ask mektubu yazmak genellikle egosunu kaldirir ve pisman olursunuz.. Ama ille de yazacagim diyorsaniz ondan da bahsedecegiz..
1-Altin Kurallar...
* Kagidi ve kalemi iyi seçmeniz gerekiyor. Her ne kadar duygusal ya da anlamli sözler yazsaniz da basit ve önemsiz görünen bir kagit önyargi olusturacaktir. Benim tavsiyem madem eski dönemlerden kalma bir ise kalkisiyorsunuz bunu eski dönemlerden kalan enstürmanllarla yapin.. Saman kagidi ve dolma kalem tavsiye edilir... (it is old school bitch..)
* Mektubu nasil vereceginiz de çok önemli. Al bak sana mektup yazdim diye eline tutusturmak olmaz. Eskimeyen yöntemler en iyisidir. Pek çok filmde görülen bulabilecegi bir yere birakmak (tabi sadece onun bulabilecegi..)
* Mektup yazmak ciddi bir istir bu da onun olgun ve agir olmasini gerektirir. Evlilik cüzdaninda ComicSans kullanmak ne kadar abestse mektupta da civik bir dil kullanmak ve köselerine papatya yapistirmak da o kadar abesttir.(true story...)
* Mektubu verdikten sonrasi da önemli. ASLA mektubu verdiginiz kisiye yorumunu sormayin. Karsinizdaki kisi nezaketinden ötürü istediginiz cevabi verebilir ama bu istediginiz seyleri düsündügü anlamina gelmez. Eger gerçekten iyi bir is çikarttiysaniz zaten karsiligini verecektir.
2- "Mektubu Nasil Yazacagim?"
Mektubu kime yazacaginiza bagli olarak bunu iki bölümde inceleyebiliriz. Sevgilinize/Esinize ya da platonik olarak ilgi duydugunuz birine. Onlara geçmeden ikisinde de dikkat edilmesi gereken ortak noktalar var.
Mektuba baslarken ona günlük hayatta hitap ettiginiz sekilde baslamak en iyisidir. Mektupta bahsettikleriniz duygu agirlikli olmalidir. Yasadiginiz olaylara yer vermek mektubun ruhunu bozar. Çünkü mektup o anlik degil gelecekte de okunacak ve kisiye birseyler hissettirecek birsey olmalidir. Örnegin "geçen gün konustuk ya bana...... demistin" demek yanlis. Ilerde bir gün o kisi mektubu okudugunda o günü hatirlamadigi için bir anlami olmayacak.
-Hayatinizda olan bir kisiye yazmak (Sevgili/Es)
Bu kisilere jest maksadiyla mektup yazmak kolaydir. Çünkü zaten hayatinizda olduklari için muhtemelen çok iyi bir is çikarmamis olsaniz da memnun olacaklardir
Öncelikle mektubu nasil yazacaginizdan önce yazmanin dogru olup olmayacagini düsünmelisiniz. Çünkü ters bir tepki almaniz muhtemeldir. Özellikle duygularin çok ama çok zayif yasandigi ve asklarin kisisel çikarlar üzerine kuruldugu bir çagda yazdiginiz mektubu haketmeyecek birine yazmis olabilirsiniz..
Bu yüzden size ilk tavsiyem ask mektubunu platonik olarak asik oldugunuz ya da hoslandiginiz birine degil, birlikte oldugunuz ve verdiginiz degeri hakeden birine yazmaniz olur. Platoniginize ilan-i ask mektubu yazmak genellikle egosunu kaldirir ve pisman olursunuz.. Ama ille de yazacagim diyorsaniz ondan da bahsedecegiz..
1-Altin Kurallar...
* Kagidi ve kalemi iyi seçmeniz gerekiyor. Her ne kadar duygusal ya da anlamli sözler yazsaniz da basit ve önemsiz görünen bir kagit önyargi olusturacaktir. Benim tavsiyem madem eski dönemlerden kalma bir ise kalkisiyorsunuz bunu eski dönemlerden kalan enstürmanllarla yapin.. Saman kagidi ve dolma kalem tavsiye edilir... (it is old school bitch..)
* Mektubu nasil vereceginiz de çok önemli. Al bak sana mektup yazdim diye eline tutusturmak olmaz. Eskimeyen yöntemler en iyisidir. Pek çok filmde görülen bulabilecegi bir yere birakmak (tabi sadece onun bulabilecegi..)
* Mektup yazmak ciddi bir istir bu da onun olgun ve agir olmasini gerektirir. Evlilik cüzdaninda ComicSans kullanmak ne kadar abestse mektupta da civik bir dil kullanmak ve köselerine papatya yapistirmak da o kadar abesttir.(true story...)
* Mektubu verdikten sonrasi da önemli. ASLA mektubu verdiginiz kisiye yorumunu sormayin. Karsinizdaki kisi nezaketinden ötürü istediginiz cevabi verebilir ama bu istediginiz seyleri düsündügü anlamina gelmez. Eger gerçekten iyi bir is çikarttiysaniz zaten karsiligini verecektir.
2- "Mektubu Nasil Yazacagim?"
Mektubu kime yazacaginiza bagli olarak bunu iki bölümde inceleyebiliriz. Sevgilinize/Esinize ya da platonik olarak ilgi duydugunuz birine. Onlara geçmeden ikisinde de dikkat edilmesi gereken ortak noktalar var.
Mektuba baslarken ona günlük hayatta hitap ettiginiz sekilde baslamak en iyisidir. Mektupta bahsettikleriniz duygu agirlikli olmalidir. Yasadiginiz olaylara yer vermek mektubun ruhunu bozar. Çünkü mektup o anlik degil gelecekte de okunacak ve kisiye birseyler hissettirecek birsey olmalidir. Örnegin "geçen gün konustuk ya bana...... demistin" demek yanlis. Ilerde bir gün o kisi mektubu okudugunda o günü hatirlamadigi için bir anlami olmayacak.
-Hayatinizda olan bir kisiye yazmak (Sevgili/Es)
Bu kisilere jest maksadiyla mektup yazmak kolaydir. Çünkü zaten hayatinizda olduklari için muhtemelen çok iyi bir is çikarmamis olsaniz da memnun olacaklardir
05 Ağustos 2012
Orta/İleri Seviyedekiler İçin Kız Arkadaş Edinme
Yazdığım yazıların ya da çektiğim videoların neticesinde bir ilerleme kaydemiş ya da hayattaki tecrübelerinizin sizi ileriye taşımaya yeterli olmadığını düşündüğünüzü hesaba katarak bu yazıyı yazma kararı aldım.
Şimdi burada yazacaklarımı bugüne kadar söyleyip yazdığım şeylerden ayıran en büyük özellik hedefinizdeki kızlar. Dikkat ederseniz artık "kız tavlama" tabirini de kullanmıyorum. Çünkü hedefimizdeki kızlar sizin tavlayabileceğiniz kızlar değil. Bahsettiğimiz kesim sizden hoşlandığı zaman kendisini tavlamış hissine kapılmanıza izin verecek kişileri kapsar. Afalladın di mi? Bir daha okursan daha iyi anlayacaksın.
Yani kısacası diyorum bu saatten sonra hedefindeki kızlar herşeyin farkında. Kolay kolay tav olmaz yani.
Yaşı ilerlemiş
Yaptığı hatalardan ders almış
Çok ilişkiye tanık olmuş
Mantığıyla hareket eden, duygularına yenilmeyen herhangi bir kız olabilir
Bu kişiler artık hayatlarına sokacakları kişinin önemli bir yer kaplaması ve yarı yolda bırakıp gitmemesini istedikleri için çok ince eleyip sık dokurlar. Yani 19-20 yaşındaki erkeklerin tavlaması zor tiplerdir. Tabi böyle dedim diye evlenme çağına gelmiş kişilerden bahsediyorum sanmayın. Bu kızlar üniversitelerde hatta liselerde bile bulunabilir. Sadece ergen triplerinden çıkmış olmaları yeterlidir.
Aslında bir bakıma hem pahalı hem kullanışsız cep telefonu gibiler diyebiliriz. Elde etmek zordur, çok özellikli fakat karmaşıktırlar ve istediğinize ulaşmak için kullanım kılavuzundan çok daha fazlasına ihtiyacınız vardır.
*Aynı şekilde yılların Windows kullanıcısının bi günde Mac kullanmaya çalışması gibi bir şey.(for the engineers among us)
Trip atmayı sevmez, atanı da sevmez
Ağırbaşlıdır
Bir arkadaş gibi sohbet eder
Yanında farklı bir insan olmanıza gerek yoktur, içtendir.
Çok pahalı hediyeler istemez, yanında olun yeter
Çok romantik ya da sürprizlerle dolu olmanızı beklemez (ama ister)
Yakınlaşmanız da öyle
Birbirinizi tanıyana kadar aranızda mesafe olacaktır
Sizi hayatının bir parçası olarak gördüğünde kendisine olan özeninden taviz verebilir.
Evett... bütün bunların doğrultusunda hala öğrenmek istiyorsanız bana mail atın, yazının devamını o zaman yayınlayacağım: thezsena@gmail.com
Şimdi burada yazacaklarımı bugüne kadar söyleyip yazdığım şeylerden ayıran en büyük özellik hedefinizdeki kızlar. Dikkat ederseniz artık "kız tavlama" tabirini de kullanmıyorum. Çünkü hedefimizdeki kızlar sizin tavlayabileceğiniz kızlar değil. Bahsettiğimiz kesim sizden hoşlandığı zaman kendisini tavlamış hissine kapılmanıza izin verecek kişileri kapsar. Afalladın di mi? Bir daha okursan daha iyi anlayacaksın.
Yani kısacası diyorum bu saatten sonra hedefindeki kızlar herşeyin farkında. Kolay kolay tav olmaz yani.
Kimler mi bu kızlar?
Gözü açılmış, ya hayatında birşeyler deneyimlemiş ya da biri onun aklını başına getirmiş.
Yaşı ilerlemiş
Yaptığı hatalardan ders almış
Çok ilişkiye tanık olmuş
Mantığıyla hareket eden, duygularına yenilmeyen herhangi bir kız olabilir
Bu kişiler artık hayatlarına sokacakları kişinin önemli bir yer kaplaması ve yarı yolda bırakıp gitmemesini istedikleri için çok ince eleyip sık dokurlar. Yani 19-20 yaşındaki erkeklerin tavlaması zor tiplerdir. Tabi böyle dedim diye evlenme çağına gelmiş kişilerden bahsediyorum sanmayın. Bu kızlar üniversitelerde hatta liselerde bile bulunabilir. Sadece ergen triplerinden çıkmış olmaları yeterlidir.
Aradığı özellikler neler?
- Oturup arkadaş gibi sohbet edebileceği,
- Her fırsatta konuyu cinselliğe çekmeyen
- Sinemaya gittiğinde sadece filmi izleyebilecekleri
- Trip atmayıp kapris yapmayan
- Yaşanacak şeyleri zamana bırakan kişiler ancak onlarla beraber olabilir.
Aslında bir bakıma hem pahalı hem kullanışsız cep telefonu gibiler diyebiliriz. Elde etmek zordur, çok özellikli fakat karmaşıktırlar ve istediğinize ulaşmak için kullanım kılavuzundan çok daha fazlasına ihtiyacınız vardır.
*Aynı şekilde yılların Windows kullanıcısının bi günde Mac kullanmaya çalışması gibi bir şey.(for the engineers among us)
Artıları Neler?
Trip atmayı sevmez, atanı da sevmez
Ağırbaşlıdır
Bir arkadaş gibi sohbet eder
Yanında farklı bir insan olmanıza gerek yoktur, içtendir.
Çok pahalı hediyeler istemez, yanında olun yeter
Çok romantik ya da sürprizlerle dolu olmanızı beklemez (ama ister)
Peki ya Eksileri?
Elde etmeniz zaman alabilir
Yakınlaşmanız da öyle
Birbirinizi tanıyana kadar aranızda mesafe olacaktır
Sizi hayatının bir parçası olarak gördüğünde kendisine olan özeninden taviz verebilir.
Evett... bütün bunların doğrultusunda hala öğrenmek istiyorsanız bana mail atın, yazının devamını o zaman yayınlayacağım: thezsena@gmail.com
29 Temmuz 2012
Yeni Başlayanlar İçin Kızların Beden Dili
Kadın ve erkek bedenen ve ruhen birbirlerinden farklı iki varlık. Hayata birbirlerinin gözünden bakmasları veya aynı duyguları paylaşmaları neredeyse mümkün değil?
Aşk kavramı bir kadında romantizmi canlandırırken erkek ne zaman sevişebileceğini hayal ediyor.
Yakınlaşma dendiğinde kadınların hayali tutkulu bir öpücükken erkekler sevişmeyi hayal ediyor.
Erkeklere ne derseniz diyin onlar hep onu düşünüyor, yadırgamamak lazım.
Yani kadınların ayrıntıya dair çalışan mekanizması erkeklerde tek yöne çalışıyor. Ben bu durumda kadınları akıllı cep telefonlarına erkekleri ise Nokia 3310lara benzetiyorum. Akıllı telefonların kilitlenip bozulduğu an da kadınların sinir krizleri oluyor.
İşte ne yazık ki bu akıllı telefonların yanında kullanım klavuzu verilmiyor.
Bir erkek olarak kadınların davranışlarnı çözmenizi beklemiyoruz. Sadece biraz ezber....
Kadınlar için beden dili çok önemlidir. Bir bakışıyla size roman yazabilir. Fakat siz ne demek istediğini anlamadığınız için anlaşamazsınız.
Kadın ve erkeğin anlaşamamasındaki en önemli nokta kadınlar ima eder, erkekler ise talep bekler.Erkeklerin birşeyi anlaması için açık açık anlatılması gerekir fakat çğu kadın bunu bilmez ve sürekli birşeyler ima etmeye çalışır, erkek anlamadıkça kadın sinirlenir. Erkek de 'ya ben ne derse yapıyorum bu kadın daha ne istiyor?' der.
Ufak bir örnekle açıklayacak olursak; bir kadın size evde yemeklik malzeme yok dediğinde markete gitmemiz gerek değil, 'bu akşam yemeğe çıkmalıyız' demektir. Eğer derdi malzeme olsaydı kendi de gidip alabilirdi öyle değil mi?
Erkek işten eve geç geleceğinde eşine toplantısı olduğunu ve gecikeceğini söyler ya da mesaj atar fakat eve geldiğinde karısının suratı bir karış asıktır ve hesap sorar bir bakışla eşine 'nerede kaldın?' diye sorar, cevabın 'toplantı uzadı.' olacağını en başından beri bilir fakat bunu söylemesindeki amaç 'beni ihmal ediyorsun, bu toplantının karşılığında beraber vakit geçirecek birşeyler yapmalıyız.' ı ima etmektir. Fakat erkekler bunu anlamayıp karılarının balık hafızalı olduğunu sanarlar.
Daha genç yaştakiler için de durum çok farklı değildir.Hiçbir kız 'yarın ne yapıyorsun?' sorusunu yarın ne yaptığını öğrenmek için sormaz. Asıl amaç 'yarın bişeyler yapalım' demektir.
Şimdi biraz önce bahsettiğim mesajlar kadınların beden diliyle de anlatabilecekleri ve ilişkinize yön verecek şeylerdir.
Eğer ki kızımız , erkeğimizle konuşurken ona dokunuyor veya yaslanıyorsa bu onun yanında kendini güvende hissettiği anlamına gelir.
Ancak kızımız yanyana oturduğu erkeğin bacağı bacağına değince geri çekiliyorsa bu 'seni henüz tanımıyorum, temas ediyor olmak beni kötü hissettiriyor, rahat değilim' demektir. Bu durum otobüste yanına oturan bir erkekle ya da kızımıza yakınlaşmak isteyen bir erkekle de yaşanabilir.
Baş başaykenki hareketleri tamamen size mesaj vermek içindir. O yüzden dikkat etmelisiniz.
kız konuşurken sürekli kıyafetini kontrol ediyorsa: önüne bakıp t-shirt ünü çekiştiriyorsa demekti ki sizin ona karşı cinsel bir beklentiniz olmasını ve o an yakınlaşmanızı istemiyor. Herhangi muhtemel bir elini tutma, öpme girişiminde tersleneceksiniz kısacası.
Siz konuşurken ellerine bakıyor ya da ellerini oynatıyorsa ; bu son derece doğal görünebilir ve istemsiz olan bişeydir ve 'konuşman iyi fakat kendimi çok bunalmış hissediyorum. Gözlerine bakmıyorum çünkü eğer bakarsam ümit vermiş olacağım ve ben seninle birşeyler yaşamaya hazır değilim.' anlamına gelir.
Eline birşey alıp onu kurcalıyorsa: bunu yaparken de göz teması kurmuyorsa, ' şu an kafamı dağıtıp başka şeyler düşünmeliyim, muhabbetin sarmadı bunun sen de farkındasın ve her an yakınlaşmaya çalışacaksın gibime geliyor o yüzden uzak dur.' demektir.
Siz onun gözüne bakmazken o sizinkine bakıyorsa: bunu nasıl anlayacaksınız bir fikrim yok ama gözüne baktığını farkedersin sanırım . Bu demektir ki : ' şu an sana yakınlaşmak için doğru zaman mı bilmiyorum. Söylemeni beklediğim şeyler var, işte sana fırsat veriyorum, Söyledin söyledin , yoksa bu anı zor bulursun.'
Göz göze geldiğinizde gözünü kaçırmıyorsa: 'hadi söyle/yap şunu artık bak bi kaç saniye sonra aynı cesareti bulamazsın, bulsan ben karşılık vermem. Düşünme söyle!'
Herşeye gülüyorsa: 'sana cesaret vermeye çalışıyorum fakat henüz erken. Sakın aptallık edip açılayım falan deme, henüz sadece arkadaş olarak görüyorum.'
Şimdilik aklıma gelenler bunlar, siz de sormak/eklemek isterseniz :
thezsena@gmail.com
@thezsena
Aşk kavramı bir kadında romantizmi canlandırırken erkek ne zaman sevişebileceğini hayal ediyor.
Yakınlaşma dendiğinde kadınların hayali tutkulu bir öpücükken erkekler sevişmeyi hayal ediyor.
Erkeklere ne derseniz diyin onlar hep onu düşünüyor, yadırgamamak lazım.
Yani kadınların ayrıntıya dair çalışan mekanizması erkeklerde tek yöne çalışıyor. Ben bu durumda kadınları akıllı cep telefonlarına erkekleri ise Nokia 3310lara benzetiyorum. Akıllı telefonların kilitlenip bozulduğu an da kadınların sinir krizleri oluyor.
İşte ne yazık ki bu akıllı telefonların yanında kullanım klavuzu verilmiyor.
Bir erkek olarak kadınların davranışlarnı çözmenizi beklemiyoruz. Sadece biraz ezber....
Kadınlar için beden dili çok önemlidir. Bir bakışıyla size roman yazabilir. Fakat siz ne demek istediğini anlamadığınız için anlaşamazsınız.
Kadın ve erkeğin anlaşamamasındaki en önemli nokta kadınlar ima eder, erkekler ise talep bekler.Erkeklerin birşeyi anlaması için açık açık anlatılması gerekir fakat çğu kadın bunu bilmez ve sürekli birşeyler ima etmeye çalışır, erkek anlamadıkça kadın sinirlenir. Erkek de 'ya ben ne derse yapıyorum bu kadın daha ne istiyor?' der.
Ufak bir örnekle açıklayacak olursak; bir kadın size evde yemeklik malzeme yok dediğinde markete gitmemiz gerek değil, 'bu akşam yemeğe çıkmalıyız' demektir. Eğer derdi malzeme olsaydı kendi de gidip alabilirdi öyle değil mi?
Erkek işten eve geç geleceğinde eşine toplantısı olduğunu ve gecikeceğini söyler ya da mesaj atar fakat eve geldiğinde karısının suratı bir karış asıktır ve hesap sorar bir bakışla eşine 'nerede kaldın?' diye sorar, cevabın 'toplantı uzadı.' olacağını en başından beri bilir fakat bunu söylemesindeki amaç 'beni ihmal ediyorsun, bu toplantının karşılığında beraber vakit geçirecek birşeyler yapmalıyız.' ı ima etmektir. Fakat erkekler bunu anlamayıp karılarının balık hafızalı olduğunu sanarlar.
Daha genç yaştakiler için de durum çok farklı değildir.Hiçbir kız 'yarın ne yapıyorsun?' sorusunu yarın ne yaptığını öğrenmek için sormaz. Asıl amaç 'yarın bişeyler yapalım' demektir.
Şimdi biraz önce bahsettiğim mesajlar kadınların beden diliyle de anlatabilecekleri ve ilişkinize yön verecek şeylerdir.
Eğer ki kızımız , erkeğimizle konuşurken ona dokunuyor veya yaslanıyorsa bu onun yanında kendini güvende hissettiği anlamına gelir.
Ancak kızımız yanyana oturduğu erkeğin bacağı bacağına değince geri çekiliyorsa bu 'seni henüz tanımıyorum, temas ediyor olmak beni kötü hissettiriyor, rahat değilim' demektir. Bu durum otobüste yanına oturan bir erkekle ya da kızımıza yakınlaşmak isteyen bir erkekle de yaşanabilir.
Baş başaykenki hareketleri tamamen size mesaj vermek içindir. O yüzden dikkat etmelisiniz.
kız konuşurken sürekli kıyafetini kontrol ediyorsa: önüne bakıp t-shirt ünü çekiştiriyorsa demekti ki sizin ona karşı cinsel bir beklentiniz olmasını ve o an yakınlaşmanızı istemiyor. Herhangi muhtemel bir elini tutma, öpme girişiminde tersleneceksiniz kısacası.
Siz konuşurken ellerine bakıyor ya da ellerini oynatıyorsa ; bu son derece doğal görünebilir ve istemsiz olan bişeydir ve 'konuşman iyi fakat kendimi çok bunalmış hissediyorum. Gözlerine bakmıyorum çünkü eğer bakarsam ümit vermiş olacağım ve ben seninle birşeyler yaşamaya hazır değilim.' anlamına gelir.
Siz onun gözüne bakmazken o sizinkine bakıyorsa: bunu nasıl anlayacaksınız bir fikrim yok ama gözüne baktığını farkedersin sanırım . Bu demektir ki : ' şu an sana yakınlaşmak için doğru zaman mı bilmiyorum. Söylemeni beklediğim şeyler var, işte sana fırsat veriyorum, Söyledin söyledin , yoksa bu anı zor bulursun.'
Göz göze geldiğinizde gözünü kaçırmıyorsa: 'hadi söyle/yap şunu artık bak bi kaç saniye sonra aynı cesareti bulamazsın, bulsan ben karşılık vermem. Düşünme söyle!'
Herşeye gülüyorsa: 'sana cesaret vermeye çalışıyorum fakat henüz erken. Sakın aptallık edip açılayım falan deme, henüz sadece arkadaş olarak görüyorum.'
28 Temmuz 2012
Eski Sevgiliyi Unutma Kılavuzu
Hayatta her şey yolunda gitmeyebilir, bunu hepimiz biliyoruz. İlişkilerin bitebileceği gibi aynı zamanda aşık olduğunuz kişiyle ilişkiniz hiç başlamayabilir de. Fakat bir şekilde bunu unutup yolunuza devam etmelisiniz. Yoksa onu her gördüğünüzde canınız yanacak ya da anılarınız canlanacak..
Şimdi size bunu sanat tarihi öğretmeninden ziyade bir arkadaş gibi samimi bir şekilde anlatmak istiyorum. O yüzden yazım hatalarını ve mesafeli konuşmaları bi kenara bırakıyorum. Daha fazla vaktinizi almadan önce bilmeni gereken bir kaç şeyi söylemek istiyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra bir ışır üzmesi sizi bulunduğunuz yerden kadırıp bulutların üstüne çıkarmayacak. Öyle yeteneklerim olsaydı şu an burada olmazdım. Yani uzun lafın kısası herşeyin ilacı zaman arkadaşım! Ben burda ne mi yapıyorum. O zamanı en aza indirmeye çalışıyorum.
Kural #1: Beyninizi Meşgul Edin.
Kural #2: Ondan Haber Almaya Çalışmayın.
Biliyorum, Facebooka girdiğinizde isteristemez profiline girecesiniz. Eliniz telefona gidecek zor zaptedeceksiniz. Evine gidip kapısında yatmak bile isteyebilirsiniz. Ama sakın yapmayın gerekirse telefonunuzu bi arkadaşınıza verin ve bir ay boyunca size vermeyeceğine dair yemin ettirin. Facebookunuzu dondurun. Ama ne olursa olsun eğer 'bitti'yse üstelemeyin.
Kural #3: Yeni İnsanlarla Tanışın.
Bunu ille de yeni bir ilişki gözüyle değerlendirmeyin, çünkü muhtemelen buna henüz hazır değilsiniz. Hayatına katılan yeni bir kişi her kim olursa olsun merak uyandırıcıdır ve sizi hayatınızdan çekip koparabilir.
Kural #4: Ayrılık Muhabbeti Artık Bitsin.!
Son hatta belki de ilk olarak yapmanız gereken şey ayrılığınız ve anılarınıla ilgili konuşmaktan vazgeçmek. Tanıştığınız yeni insanlara bundan sözetmeyin, çevrenizdekileri de konuşmak istemediğiniz yönünde uyarın. Yoksa konştukça üzülecek ve unutmanız için geçirmeniz gereken zamanı geri saracaksınız.
En önemlisi hayatın iyi yönlerini görebilmek ve fırsatların farkına varmak, artık gördüğünüz her tek kız/erkek sizin için bir aday, özgürsünüz....
Şimdi size bunu sanat tarihi öğretmeninden ziyade bir arkadaş gibi samimi bir şekilde anlatmak istiyorum. O yüzden yazım hatalarını ve mesafeli konuşmaları bi kenara bırakıyorum. Daha fazla vaktinizi almadan önce bilmeni gereken bir kaç şeyi söylemek istiyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra bir ışır üzmesi sizi bulunduğunuz yerden kadırıp bulutların üstüne çıkarmayacak. Öyle yeteneklerim olsaydı şu an burada olmazdım. Yani uzun lafın kısası herşeyin ilacı zaman arkadaşım! Ben burda ne mi yapıyorum. O zamanı en aza indirmeye çalışıyorum.
Kural #1: Beyninizi Meşgul Edin.
İlk olarak yapmanız gereken şey onu düşünmeye fırsat vermemek... Bunun için sürekli birşeyle uğraşıyor ve beyninizi dolduruyor olmanız gerekir. Bunu yapmanın en kolay yolu bir hobi edinmek veya arkadaş ortamınızla vakit geçirmek. Onlara da bu konu hakkında konuşulmasını istemediğinizi net bir şekilde söylemelisiniz.
Kural #2: Ondan Haber Almaya Çalışmayın.
Biliyorum, Facebooka girdiğinizde isteristemez profiline girecesiniz. Eliniz telefona gidecek zor zaptedeceksiniz. Evine gidip kapısında yatmak bile isteyebilirsiniz. Ama sakın yapmayın gerekirse telefonunuzu bi arkadaşınıza verin ve bir ay boyunca size vermeyeceğine dair yemin ettirin. Facebookunuzu dondurun. Ama ne olursa olsun eğer 'bitti'yse üstelemeyin.
Kural #3: Yeni İnsanlarla Tanışın.
Bunu ille de yeni bir ilişki gözüyle değerlendirmeyin, çünkü muhtemelen buna henüz hazır değilsiniz. Hayatına katılan yeni bir kişi her kim olursa olsun merak uyandırıcıdır ve sizi hayatınızdan çekip koparabilir.
Kural #4: Ayrılık Muhabbeti Artık Bitsin.!
Son hatta belki de ilk olarak yapmanız gereken şey ayrılığınız ve anılarınıla ilgili konuşmaktan vazgeçmek. Tanıştığınız yeni insanlara bundan sözetmeyin, çevrenizdekileri de konuşmak istemediğiniz yönünde uyarın. Yoksa konştukça üzülecek ve unutmanız için geçirmeniz gereken zamanı geri saracaksınız.
En önemlisi hayatın iyi yönlerini görebilmek ve fırsatların farkına varmak, artık gördüğünüz her tek kız/erkek sizin için bir aday, özgürsünüz....
Kızların Gizli Mesaj Dili
Kızların dilinden anlamanız için onlar gibi yaşamalı ve hayata onların gözünden bakmalısınız. Yani kısacası bu mümkün değil. Fakat bugün sizlere kızların size attığı mesajlardaki gizemin perdesini aralayacağım.
Öncelikle kulladığımız gülücük işaretlerinden başlayalım:
*ifadelerin başındaki ya da sonundaki (...) orada metin olduğu anlamını taşıması için konmuştur.
*Burdaki anlamlar anlık mesajlaşma ortamlarında da geçerlidir (msn,facebook,BBM...)
:) söylediğin şeyi gerçek hayatta söyleseydin gülmezdim, fakat şu an söyleyecek bir şey bulamıyorum ve konuşmayı sürdürmek istiyorum.
:-) söylediğin şey komiğime gitmiş olacak ki senin için üçüncü bir karakter daha yazdım. Gerçek hayatta çok gülmesem de gülümseyebilirdim. Fakat bahsettiğin konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum.
....;) söylediğim şey muhtemelen fesat bir şey ya da sana laf sokmaya çalışıyorum. Kendimi yeterli görmediğim için de göz kırpıyorum.
:D... söylediğin şey hoşuma /komiğime gitti. Bu yüzden mesajını okurken suratımda anlamsız bir gülümseme oluştu.
:D söylediğin şey sadece sana göre komikti, gülmedim. Ama kendini kötü hissetme diye bunu yazıyorum. Aynı zamanda sana cevap yazmaya üşendim en iyisi güleyim dedim.
:( Şuan sana trip atmaya çok meyilliyim, hoşuma gidecek bir şey söylersen iyi edersin.Aynı zamanda senin sabrını sınıyorum.
:-( Söylediğin şeye ciddi anlamda üzüldüm o yüzden üçüncü bir karakter daha yazdım. Buna senin de üzülüyor olman ortak noktalarımız olduğunu gösterir.Ama son bi kaç mesajdır sinirimi bozduysan sana trip ata da bilirim.
:'( Şu an ciddi anlamda ağlayasım geldi. Ama ağlamıyorum. Ağladığımı çok belli etmek istesem 'şu an ağlıyorum' diye mesaj atabilirim. Durum ciddiyse üzülmüş gibi davranmalısın. Ben çok büyütüyorsam konuyu değiştirip moralimi düzeltmelisin.
:'-( Ağlıyorum veya ciddi anlamda üzgünüm.
:P şaka yapıyorum beni ciddiye alma. sen de şaka yapmalı ya da gülmelisin.
:O şu an şaşkınım, ama seni arkadaş olarak görüyorum çünkü kızlar hoşlandıkları erkeklere bu ifadeyi kullanmazlar.
Tm. ya şu an çok işim var ve sana yazmaya üşeniyorumdur , ya bu konudaki kararına uyuyor fakat sonrasında burnundan getirmeyi planlıyorumdur, ya da artık daha fazla konuşmak istemiyor ve kısa kesiyorumdur.
Peki. muhtemelen söylediğin şey hiç hoşuma gitmedi fakat polemiğe girmek istemiyorum. O yüzden şimdilik sana haklı olduğun izlenimini vereyim sonrası kötü olacak.
Hm. Çok sıkıcısın ve şu an bu konudan daral geldi hemen değiştirmelisin ya da cevap vermemelisin.
asdfhjhfsadfghjkllkjhgfds (sadece internet üzerinde) söylediğin şey o kadar komikti ki klavyeme kafa attım.
Öncelikle kulladığımız gülücük işaretlerinden başlayalım:
*ifadelerin başındaki ya da sonundaki (...) orada metin olduğu anlamını taşıması için konmuştur.
*Burdaki anlamlar anlık mesajlaşma ortamlarında da geçerlidir (msn,facebook,BBM...)
:) söylediğin şeyi gerçek hayatta söyleseydin gülmezdim, fakat şu an söyleyecek bir şey bulamıyorum ve konuşmayı sürdürmek istiyorum.
:-) söylediğin şey komiğime gitmiş olacak ki senin için üçüncü bir karakter daha yazdım. Gerçek hayatta çok gülmesem de gülümseyebilirdim. Fakat bahsettiğin konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum.
....;) söylediğim şey muhtemelen fesat bir şey ya da sana laf sokmaya çalışıyorum. Kendimi yeterli görmediğim için de göz kırpıyorum.
:D... söylediğin şey hoşuma /komiğime gitti. Bu yüzden mesajını okurken suratımda anlamsız bir gülümseme oluştu.
:D söylediğin şey sadece sana göre komikti, gülmedim. Ama kendini kötü hissetme diye bunu yazıyorum. Aynı zamanda sana cevap yazmaya üşendim en iyisi güleyim dedim.
:( Şuan sana trip atmaya çok meyilliyim, hoşuma gidecek bir şey söylersen iyi edersin.Aynı zamanda senin sabrını sınıyorum.
:-( Söylediğin şeye ciddi anlamda üzüldüm o yüzden üçüncü bir karakter daha yazdım. Buna senin de üzülüyor olman ortak noktalarımız olduğunu gösterir.Ama son bi kaç mesajdır sinirimi bozduysan sana trip ata da bilirim.
:'( Şu an ciddi anlamda ağlayasım geldi. Ama ağlamıyorum. Ağladığımı çok belli etmek istesem 'şu an ağlıyorum' diye mesaj atabilirim. Durum ciddiyse üzülmüş gibi davranmalısın. Ben çok büyütüyorsam konuyu değiştirip moralimi düzeltmelisin.
:'-( Ağlıyorum veya ciddi anlamda üzgünüm.
:P şaka yapıyorum beni ciddiye alma. sen de şaka yapmalı ya da gülmelisin.
:O şu an şaşkınım, ama seni arkadaş olarak görüyorum çünkü kızlar hoşlandıkları erkeklere bu ifadeyi kullanmazlar.
Tehlikeli Kelimeler ve Açılımları
Tm. ya şu an çok işim var ve sana yazmaya üşeniyorumdur , ya bu konudaki kararına uyuyor fakat sonrasında burnundan getirmeyi planlıyorumdur, ya da artık daha fazla konuşmak istemiyor ve kısa kesiyorumdur.
Peki. muhtemelen söylediğin şey hiç hoşuma gitmedi fakat polemiğe girmek istemiyorum. O yüzden şimdilik sana haklı olduğun izlenimini vereyim sonrası kötü olacak.
Hm. Çok sıkıcısın ve şu an bu konudan daral geldi hemen değiştirmelisin ya da cevap vermemelisin.
asdfhjhfsadfghjkllkjhgfds (sadece internet üzerinde) söylediğin şey o kadar komikti ki klavyeme kafa attım.
22 Haziran 2012
Kusursuz İlk 3 Saniye
Karşınızdaki kişi her kim olursa olsun ilk 3 saniye kaderinizi belirler. Karşı cinsle tanışırken ilk 3 saniyede sizin ona onun da size karşı bir ön yargısı oluşur. Bu hem olumlu hem de olumsuz olabilir. Eğer bu ön yargının olumlu olmasını sağlayamazsanız kırmanız çok zor olacaktır.
Kusursuz ilk 3 saniye! Ama nasıl?
Öncelikle karşı cinse yaklaşırken kafanızda saatlerce kurduğunuz planların gerçekleşmeyeceğini bilin. ne kadar çok plan o kadar çok risk.
'Carpe Diem' yani anı yaşayın. O an içinizden nasıl davranmak gerekiyorsa onu yapın. Bir kızla tanışma uğruna kendinizden çıkıp bir başkası olmayın. Bu hem belli olur hem de ilerde ortaya çıkacağını bile bile yalan söylersiniz. . . (bkz: Kızlara Yaklaşırken Ne Yapmalı?)
Ama her şey nasıl konuşacağınızdan ve nasıl davranacağınızdan ibaret değil, öyle değil mi? Siz o an ne söylerseniz söyleyin kızın pek umurunda olmayacak. O yüzden görünüşünüz ve kokunuz burda ön planda olacak.
20 Haziran 2012
İlginin Bokunu Çıkartmama Rehberi
Bu yine siz beceriksiz erkeklerin çoğu zaman hata yaptığı yerlerden biri. Zaten mükemmel olsanız bunları yazıyor olmazdım değil mi?
Aslında bu konuda sizi suçlayamam. Karşınızda mesaj atarken bunalttığınızdan, atmasanız ilgisiz kaldığından yakınan varlıklar olduğunu hesaba katarsak sizin hiç suçunuz yok. Konusu açılmışken eğer okumadıysanız nasıl mesajlaşmanız gerektiğini anlatan kısmı okuyun, öyle devam edelim. (bkz: İlişkinin Yapı Taşı SMS)
Zaten ilişkinin büyük kısmının yürütüldüğü mesajlarda nasıl davranmanız gerektiğini bildiğinizi varsayarak büyük yol aldığımızı söyleyebilirim.
İlgini dozunu iyi ayarlayabilmeniz için kız arkadaşınızı iyi tanıyor olmalısınız. Mesela bazı kızlar erkek arkadaşları nerede olduklarını merak ederken bundan mutlu olurlar fakat bazıları ise bunu gereksiz bir kısıtlama olarak görürler. Sizinkinin hangisinden hoşlandığını keşfetmek size kalmış. Ama sakın bunu ona sorarak öğreneyim demeyin.
Bunu öğrenmek için en iyi yol bir yere giderken ona haber vermek. Fakat bunu gözüne sokarak yapmamalısınız.
Diğer bir konu ise erkeklerdeki dinleme zorluğu. Kızları dinlemek neden sizin için bu kadar zor ki? Ben nedenini söyleyeyim. Yanlış kız seçiyorsunuz. Bu yüzden de muhabbeti sizi sarmıyor ve onunlayken sıkılıyorsunuz. Eğer kendiniz için doğru kişiyi seçmiş olsaydınız saatlerce yüz yüze veya telefonda sıkılmadan konşabilirdiniz.
Fakat siz bunlar olmamasına rağmen karşınızdakinin ideal kız olduğunu iddia ediyorsanız diyecek bir şeyim yok. O zaman muhabbetinizi "naber aşkım?" " iyiyim canım sen?" in ötesine taşımanız için yardıma ihtiyacınız olabilir. Çünkü bu yaptığınızın adı ilgi göstermek değil, sevgili olduğunuzu hatırlatmak.
Fakat eğer beraber eğlemnceli vakit geçirir boş vakitlerinizi anılara dönüştürürseniz böyle bir sıkıntınız olmaz. Yani beraber pikniğe gitmek, film izlemek , İZLEMEK, günü birlik gezilere katılmak hatta sahile gidip çekirdek çitlemek ile on olan ilginizin göstergesidir. Daha fazlasına gerek yok...
Aslında bu konuda sizi suçlayamam. Karşınızda mesaj atarken bunalttığınızdan, atmasanız ilgisiz kaldığından yakınan varlıklar olduğunu hesaba katarsak sizin hiç suçunuz yok. Konusu açılmışken eğer okumadıysanız nasıl mesajlaşmanız gerektiğini anlatan kısmı okuyun, öyle devam edelim. (bkz: İlişkinin Yapı Taşı SMS)
Zaten ilişkinin büyük kısmının yürütüldüğü mesajlarda nasıl davranmanız gerektiğini bildiğinizi varsayarak büyük yol aldığımızı söyleyebilirim.
İlgini dozunu iyi ayarlayabilmeniz için kız arkadaşınızı iyi tanıyor olmalısınız. Mesela bazı kızlar erkek arkadaşları nerede olduklarını merak ederken bundan mutlu olurlar fakat bazıları ise bunu gereksiz bir kısıtlama olarak görürler. Sizinkinin hangisinden hoşlandığını keşfetmek size kalmış. Ama sakın bunu ona sorarak öğreneyim demeyin.
Bunu öğrenmek için en iyi yol bir yere giderken ona haber vermek. Fakat bunu gözüne sokarak yapmamalısınız.
Diğer bir konu ise erkeklerdeki dinleme zorluğu. Kızları dinlemek neden sizin için bu kadar zor ki? Ben nedenini söyleyeyim. Yanlış kız seçiyorsunuz. Bu yüzden de muhabbeti sizi sarmıyor ve onunlayken sıkılıyorsunuz. Eğer kendiniz için doğru kişiyi seçmiş olsaydınız saatlerce yüz yüze veya telefonda sıkılmadan konşabilirdiniz.
Fakat siz bunlar olmamasına rağmen karşınızdakinin ideal kız olduğunu iddia ediyorsanız diyecek bir şeyim yok. O zaman muhabbetinizi "naber aşkım?" " iyiyim canım sen?" in ötesine taşımanız için yardıma ihtiyacınız olabilir. Çünkü bu yaptığınızın adı ilgi göstermek değil, sevgili olduğunuzu hatırlatmak.
Fakat eğer beraber eğlemnceli vakit geçirir boş vakitlerinizi anılara dönüştürürseniz böyle bir sıkıntınız olmaz. Yani beraber pikniğe gitmek, film izlemek , İZLEMEK, günü birlik gezilere katılmak hatta sahile gidip çekirdek çitlemek ile on olan ilginizin göstergesidir. Daha fazlasına gerek yok...
İltifat Etme Sanatı
Yine kritik konulardan birindeyiz. Ben kendi adıma iltifattan çok hoşlanan biri değilim. Fakat günümüzde bir çok kız, kadın ,artık ne diyorsanız, bunu sizden bekliyor. Fakat abartısı kimsenin hoşuna gitmiyor o yüzden dozunda iltifat etmek ve doğru kelimleri seçmek artık bir sanat haline geldi.
Bunu dile getirmek zor ama eğer bokunu çıkartırsanız kadınların gözünde yandaki abi gibi olursunuz. Bu şekilde görünmek isteyen varsa aşağıdaki iltifatları seçebilir.
Hatta bokunu da çıkarabilirsiniz:
Fakat eğer hedefinizdeki imaj bu değilse ben size daha ciddileşmenizi biraz da entellektüelleşmenizi öneririm.
Örneğin aşk şiirlerinden dizeler işinizi kolaylaştırabilir hatta şiir okumayan biri iseniz biraz da kültürünüze katkıda bulunabilir.
Bunu dile getirmek zor ama eğer bokunu çıkartırsanız kadınların gözünde yandaki abi gibi olursunuz. Bu şekilde görünmek isteyen varsa aşağıdaki iltifatları seçebilir.
- "seni sevmek şuç ise cezamı çekerim"
- "Sen bir erkeğin isteyip de elde edemediği varlıksın! Sen yalan dünyaya gönderilmiş tek gerçeğimsin aşkım."
- "Yüzünü dönme bana ne olur dünyam cehennem olur, yüzüme gül ne olur sensiz hayat bana haram olur gül yüzlüm"
Hatta bokunu da çıkarabilirsiniz:
- "google earth gibisin, dünyaya seninle bakmak istiyorum."
- "bin ladin ölse ne yazar gülüm. sen benim içimde bin ladinlik ormanlar açtırdın. "
- "antivirüs yazılımın olayım güncelle beni güldane "
- "sen yoğurt ol ben hıyar cacığa bulanalım"
Fakat eğer hedefinizdeki imaj bu değilse ben size daha ciddileşmenizi biraz da entellektüelleşmenizi öneririm.
Örneğin aşk şiirlerinden dizeler işinizi kolaylaştırabilir hatta şiir okumayan biri iseniz biraz da kültürünüze katkıda bulunabilir.
- Kısacası iltifat edicem diye kendinizi rezil etmeyin.
- İltifatlarınızı kısa cümlelere sığdırın.
- Sürekli dış görünüş üzerinde durmayın, maneviyata da önem verin.
- Söyleyecek söz bulamadığınızda iltifat etmeyin. Hiç işe yarar bir yöntem değil.
- Ard arda birden fazla iltifat etmeyin.
- Sevgilinize iltifat etmeyin. Sevgiliniz olmasını istediğiniz kıza iltifat edin.
Kızların Dikkatini Çekmek
Bir toplulukta kızlarla iletişime geçmenin en temel yolu öncelikle dikkatini çekmekten geçer. İnsanlar arasında varlığını bile bilmediği biri kimseye ilgi çekici gelmez, bu yüzden de tanışmak istemez.
Şimdi şu sıkıcı anlatım yolunu bırakıp size nasıl dikkat çekeceğiniz kısmına geliyorum. Dikkat çekmekten kastımızın olumlu yönde olduğunu hatırlatayım..
Öncelikle dikkat çekmenin en basit yolu anlatılacak bir şey yapmış olmaktır. Mesela arkadaşlarınla gittiğin bir ortamda onun arkadaşlarıyla iletişim kurman için en kolay yol arkadaşında yaşadıklarınızdır. Eğer bunlar anlatılmaya değer şeylerse o orada anlatır ve senin de iletişimin kolaylaşır. Tabi daha önce tavladığınız kızlar ya da geçen gece içkiyi fazla kaçırıp birbirinizin üstüne kustuğunuz gibi olaylar bunların içine girmez.
Evet bu tarz şeyler dikkat çekmeni sağlayabilir ama biraz bokunu çıkartmış olursun. Daha çok 'achieve' ettiğin olaylardan yani başarılarından söz ettirmek karşı cinsin gözündeki saygınlığını arttırır. Örneğin hangi üniversiteyi bitirdiğin ya da spordaki başarıların, iş yerindeki başarıların.Bunların hiç birine sahip olmayan sadece kız tavlamamk isteyen boş bir insansan en kısa zamanda kızların da ilgi duyaağı bir hobiye başlamanı öneriyorum.
Fakat eğer bulunduğun ortamda tek başınaysan geriye tek bir çare kalıyor. Ağlamak... Evet saçma ama etkileyici bir yöntem. Eğer kızları etkilemek için kılıktan kılığa girmeyi kabullnmişsen bu çok da zor olmamalı . . . Ağlayan erkekler kızlardaki merhamet ve şefkat duygusunu açığa çıkartır. Sen bir köşede otururken elbette bir kız gelip nedenini soracak.. Neden mi ağlıyorsun? ... Ahhh.. Köpeğin öldü. Kızların çoğunun tav oldukları nokta. Eğer köpeklerden hiç anlamıyorsan bilgili bir kıza denk gelmen ortamın gidişatını bozabilir. O yüzden olmayan bir akrabanı da söyleyebilirsin. Ya da kimsenin senle ilgilenmediğini ve hayatta çok yalnız kaldığını..
<----Şunun tatlılığına bak. ( eğer sana da tatlı geliyorsa sen baştan kaybetmişsin. )
Şimdi şu sıkıcı anlatım yolunu bırakıp size nasıl dikkat çekeceğiniz kısmına geliyorum. Dikkat çekmekten kastımızın olumlu yönde olduğunu hatırlatayım..
Öncelikle dikkat çekmenin en basit yolu anlatılacak bir şey yapmış olmaktır. Mesela arkadaşlarınla gittiğin bir ortamda onun arkadaşlarıyla iletişim kurman için en kolay yol arkadaşında yaşadıklarınızdır. Eğer bunlar anlatılmaya değer şeylerse o orada anlatır ve senin de iletişimin kolaylaşır. Tabi daha önce tavladığınız kızlar ya da geçen gece içkiyi fazla kaçırıp birbirinizin üstüne kustuğunuz gibi olaylar bunların içine girmez.
Evet bu tarz şeyler dikkat çekmeni sağlayabilir ama biraz bokunu çıkartmış olursun. Daha çok 'achieve' ettiğin olaylardan yani başarılarından söz ettirmek karşı cinsin gözündeki saygınlığını arttırır. Örneğin hangi üniversiteyi bitirdiğin ya da spordaki başarıların, iş yerindeki başarıların.Bunların hiç birine sahip olmayan sadece kız tavlamamk isteyen boş bir insansan en kısa zamanda kızların da ilgi duyaağı bir hobiye başlamanı öneriyorum.
Fakat eğer bulunduğun ortamda tek başınaysan geriye tek bir çare kalıyor. Ağlamak... Evet saçma ama etkileyici bir yöntem. Eğer kızları etkilemek için kılıktan kılığa girmeyi kabullnmişsen bu çok da zor olmamalı . . . Ağlayan erkekler kızlardaki merhamet ve şefkat duygusunu açığa çıkartır. Sen bir köşede otururken elbette bir kız gelip nedenini soracak.. Neden mi ağlıyorsun? ... Ahhh.. Köpeğin öldü. Kızların çoğunun tav oldukları nokta. Eğer köpeklerden hiç anlamıyorsan bilgili bir kıza denk gelmen ortamın gidişatını bozabilir. O yüzden olmayan bir akrabanı da söyleyebilirsin. Ya da kimsenin senle ilgilenmediğini ve hayatta çok yalnız kaldığını..
<----Şunun tatlılığına bak. ( eğer sana da tatlı geliyorsa sen baştan kaybetmişsin. )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)